Kötü niyet tazminatı iş güvencesinden yararlanamayan işçinin, belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedilmesinin hukuki yaptırımıdır. İş güvencesi hükümlerinden yararlanamamak demek ise kişinin işe iade davası açma için şartlarının oluşmamasıdır. İşyerinde çalışan kişi sayısı, işçinin çalışma süresi gibi nedenlerle işe iade davası açılamayabilir.
Bunun yanı sıra kötü niyet tazminatının alınabilmesi için aynı zamanda iş akdi feshinin kötü niyetli olarak yapılmış olması gerekir. Kötü niyetli fesih kanunda açıkça tanımlanmamışsa da Yargıtay‘ın bu noktada hakim görüşü objektif iyi niyet kurallarına aykırı davranılmış olmasıdır. İşçinin sendikaya üye olması nedeniyle işten çıkarılması bu duruma örnek olarak verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.07.2007 Tarihli, 2007/9-549 Esas ve 2007/543 Karar Sayılı kararında:
“İş sözleşmesinin fesih tarihinde yürürlükte bulunan 4857 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatının hüküm altına alınabilmesi için, davacının aynı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümlerinden yaralanacak durumda olmaması gerekir. Akdin feshi tarihinde işyerinde 30 işçi çalışıp çalışmadığı, dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu husus belirlenmeden kötü niyet tazminatının yazılı şekilde hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”
şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kötü Niyet Tazminatı Ne Kadardır?
Kötü niyet tazminatı miktarı genellikle fesih bildirim süresinin üç katı tutarında bir tazminat olarak hesaplanmaktadır. Buna göre:
ÇALIŞMA SÜRESİ | İHBAR SÜRESİ | KÖTÜ NİYET TAZMİNATI MİKTARI |
6 aydan az olan çalışma dönemi için | 2 hafta x 3 | 6 haftalık ücret |
6 aydan 1,5 yıla kadar olan çalışma dönemi için | 4 hafta x 3 | 12 haftalık ücret |
1,5 yıldan 3 yıla kadar olan çalışma dönemi için | 6 hafta x 3 | 18 haftalık ücret |
3 yıldan fazla olan çalışma dönemi için | 8 hafta x 3 | 24 haftalık ücret |