Adi Şirket Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Adi Şirket Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İki veya daha fazla kişinin ortak bir amaç güdülerek bu amaca dayalı eylemler, kazanımlar gerçekleştirmek için mal ve emeklerini ortaya koyarak oluşturdukları şirket türü olarak adlandırılabilir. Adi şirketlerin özelliklerinden en önemlisi, sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirket türü olmasıdır. En basit şirket modelidir. Adi Şirket Borçlar Kanununa tabi olan bir şirket türüdür ve bu sebeple tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle ortaklar kendilerine ait mal varlıklarını ortaya koyduklarında bunlar üzerinde müşterek mülkiyete sahiptirler. Şirketle ve şirketin mal varlığı ile ilgili hukuki eylem ve işlemlerde tüm ortaklar birlikte hareket etmek zorundadırlar. Adi şirketin önemini ve uygulamasını arttıran çeşitli düzenlemeler söz konusudur. Bunlardan en önemlisi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 126. maddesinde bulunan, adi şirket hükümlerinin belirli bir sırada ticaret şirketlerine de uygulanacağını gösteren düzenlemedir.

Adi Şirket Nasıl Kurulur?

  1. Şekil şartı açısından kuruluşları bir şekle bağlı tutulmamıştır. Ortaklar hem yazılı hem de sözlü olarak aralarında anlaşmaları yeterli olacak şekilde anlaşarak adi şirket kurabilirler.
  2. Adi şirketlerde, tıpkı ticaret şirketlerinde de mevcut olduğu gibi ortakların ortaya koyduğu emek, ticari itibar, para, kıymetli evrak, imtiyaz ve ihtira beratları, sınai haklar, taşınır ve taşınmaz mallar sermaye olarak konulabilir.
  3. Adi şirketlerin belli bir ünvanı yoktur bunun sebebi ise tüzel kişiliklerinin olmamasındandır. Bu nedenle Ticaret Siciline kaydolma sorumlulukları yoktur.
  4.  Şirketlerin aktifleri (varlıkları), ortaklığa değil ortaklara aittir. Borçları da ortakların tek başına veya birlikte ödemek zorunda oldukları şahsi borçlardır.
  5. Adi şirketlerde kar/zarar sözleşmede hüküm konmuşsa ona göre yoksa eşit olarak ortaklara dağıtılır.
  6. Adi şirketlerde ortak diğer ortakların rızası olmadan paylarını devredemez, bir üçüncü şahıs şirkete ortak olamaz.

Adi Şirketlerde Vergilendirme Nasıl Olur?

  1. Adi ortaklıkların tüzel kişilikleri olmasa dahi vergi kanunları uygulaması sebebi ile ortaklıkları adına bir vergi kimlik numarası verilir.
  2. Ortaklık numarası verilen adi ortaklık için gelir stopaj, katma değer vergisi ve diğer vergi türleri için mükellefiyet tesisi yapılır.
  3. Ayrıca ortaklardan her birinin adına ayrı ayrı vergi kimlik numarası verilir ve ortaklar için gelir vergisi ve gelir geçici vergi yönünden mükellefiyet tesis edilir.
    Sermayeden ziyade ortakların kişilikleri bu açıdan önem arz eder. Birbirine güvenen az sayıda kişiden oluşur, büyük sermaye biriktirmeye elverişsizdir. Ortak sayısı en az 2 kişidir. Her ortağın yönetim, denetim ve temsil hakkı vardır. Şirkete girme, çıkma, ayrılma oybirliğine bağlı. Ortaklardan birinin ölümü, istifası, kısıtlanması kural olarak şirketi sona erdirir. Ortaklar sermaye koyma, kar ve zarara katılmada ortakların hepsi eşittirler. Şirketin borçlarından dolayı bütün ortaklar tüm malvarlıkları ile sınırsız sorumludurlar. (komanditer ortak hariç). Ortaklar sınırsız sorumlu olduğu için TTK sermayeyi koruyan hükümler getirmemiş. Kişisel emek ve ticari itibar sermaye payı olarak getirilebilir. (İstisna: Komanditer ortak getiremez.) Rekabet yasağı tüm ortakları bağlar. Her ortak sermaye payı ne olursa olsun 1 oy hakkına sahiptir. Haklı sebeplerle ortağın şirketten çıkarılması mümkündür.

Adi Ortaklıkta İç İlişki Nasıl İşler?

Ortakların sermaye koyma borcu vardır. Buna göre ortaklar esas sözleşmede kesinlikle maddi açıdan değer taşıyan herhangi bir unsuru sermaye olarak ortaya koymalıdırlar. Kural olarak ortakların ortaya koyacakları sermayeleri birbirlerine dengesizlik yaratacak şekilde olmamalıdır pek tabii bunun aksi ortakların birlikte gösterdiği iradeleri sayesinde kararlaştırılabilir. Ayrıca taahhüt ettiği sermayeyi henüz şirkete getirmemiş ortakların kardan pay almaları da hukuka uygundur.
Kar ve Zararın Paylaşılması: Adi ortaklıkta kural olarak elbirliği halinde mülkiyet hükümleri geçerlidir ve buna göre ortaklar şirkete ne ölçüde sermaye getirmiş olurlarsa olsunlar, aksi kararlaştırılmadıkça eşit haklara sahiptirler. Kar ve zarar paylaşımı ile ilgili bu doğrultuda sırasıyla şunları söyleyebiliriz;

  • 1) Esas sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı takdirde, ortaklar getirmiş oldukları sermaye miktarına bakılmaksızın kar ve zararda eşittirler.
    2) Esas sözleşmede ortaklar iradeleri doğrultusunda ya sadece kar ya da sadece zarar paylaşım oranları belirlendikleri takdirde, belirlenen oran diğerine de uygulanacaktır.
    3) Esas sözleşme ile ortaklar, kar ve zarar paylaşım oranlarını farklı şekilde belirleyebilirler.

Adi Ortaklıkta Karar Alımı Nasıl Olur?

Adi ortaklıkta olağanüstü işlemler için kural olarak ortakların karar doğrultusunda oybirliği sağlamaları aranır. Ancak esas sözleşmede kararların oyçokluğu ile alınabileceği belirtilmişse, o takdirde oybirliğine gerek kalmaz.

Adi Ortaklıkta Sorumluluk Nasıl Olur?

Şirket açısından: Şirket borçlarından dolayı şirketin tüzel kişiliği ve ayrı sermayesi olmadığı için şirketin bu noktada herhangi bir sorumluluğu olduğu söylenemez.
Ortaklar açısından: Şirket borçlarından dolayı; doğrudan, sahip oldukları malvarlığı ile sınırsız ve müteselsilen sorumludur.

Ortakların Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir?

Ortakların Hakları:

1. Ortakların hepsi ayrı ayrı yönetim ve temsil hakkına haizdir.
2. Her ortak kârdan pay alabilir.
3. Ortakların müteselsil sorumluluğu olduğundan ortaklık işlemlerinin nasıl gittiğini inceleme ve denetleme hakları vardır. Ortaklar, yönetim yetkileri varsa yöneticinin yaptığı işleme itiraz edebilsinler, haklı sebep var ise yöneticiyi görevden alabilsinler diye inceleme haklarının varlığını kabul ediyoruz. İnceleme hakkı sınırsızdır; ortakların hangi işlemlerin yapıldığını, ne kadar para ödendiğini vb. inceleme hakları vardır. TBK 637’de öngörülen inceleme hakları emredici niteliktedir. Aksi şirket sözleşmesinde kararlaştırılamaz.
4. Şirkete avans veya ödünç verilmesi halinde ve bu daha önceden kararlaştırılmış ise faiz istenebilir (faiz isteme hakkı).
5. TBK 623/3 uyarınca ortaklık işleri için herhangi bir yükümlülükleri olmadığı halde emek sarf etmiş ise bunun için hakkaniyete uygun bir ücret talep edebilmektedirler: Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.

Ortakların Yükümlülükleri:

  1. Ortakların özen ve sadakat yükümlülüğü bulunmaktadır, bu sebeple hiçbir ortak ortaklığın aleyhine iş ve işlemlerde bulunmamalıdır.
  2. Ortakların birbirleri ile rekabet etmeme yükümlülükleri vardır. Adi şirket şahıs şirketidir ve bunun bir getirisi olarak sadakat yükümlülüğü ve ortakların yaptıkları işlemlerde özenli davranma zorunlulukları vardır. Rekabet etmeme yükümlülüğü ise yukarıda anılan diğer yükümlülüklere bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Rekabet etmeme yükümlülüğü veya bir başka ifadeyle rekabet yasağı TBK 626’da düzenlenmektedir: Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar. Ortaklığın yaptığı türden bir işlemi, ortak kendi adına ve hesabına; kendi adına ve başkası hesabına veya başkası adına ve kendi hesabına yapamaz. Örneğin adi şirket, inşaat malzemesi alım satımı ile uğraşmaktadır. Ortak, kural olarak kendisi gidip inşaat malzemesi alım satım işiyle uğraşan başka bir işletme açamaz veya başka bir işletme adına da işlemler yapamaz; ortak kendisini ortağı olduğu adi şirkete özgülemelidir.

Ancak TBK 626’daki hüküm emredici değildir. Sözleşme ile rekabet etmeme yükümlülüğünün ortadan kaldırılabilmesi mümkündür. Açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ortak başka bir işletme açar ve diğer ortaklar buna karşı çıkmaz ise, örtülü bir onay verilmiş olduğundan rekabet yasağının kalktığını kabul ederiz.
Rekabet yasağına aykırı davranıştan sonra ne yapılacağına ilişkin özel hüküm bulunmadığından ortaktan, şirket zarara uğratılmışsa eğer zararın tazmini istenir ya da şirketin haklı nedenle feshi söz konusu olabilir. Şirketin sebep fark etmeksizin zarar ettiği bir hal olursa eğer, ortaklar mutlaka zarara katılmakla yükümlü olacaklardır. Ancak bunun bir istisnası vardır: Kural olarak ortada şirketin bir kârı varsa ortaklar mutlaka bunu paylaşacaktır. Sözleşemeye hüküm konmamışsa, ortaklar kârı eşit olarak paylaşır. Aynı şey zarar için de geçerlidir. İstisnaen, şirkete emeğini sermaye olarak getiren bir ortak varsa, şirket sözleşmesine bir hüküm konmak suretiyle sadece kâra katılıp zarara katılmaz (TBK 623/3).

Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmanın Sonuçları Nelerdir?

1- Çıkan ya da çıkarılan ortağın ortadaki mevcut payı, diğer ortaklara o ortakların payları oranında kendiliğinden geçecektir. A, B ve C’nin ortakları olduğu bir adi şirkette A’nın payı %40, B’nin payı %40 ve C’nin payı ise %20; A ortaklıktan çıktığında B ve C kendi payları oranında A’nın payını paylaşır. Bu paylar, A ortaklıktan çıktığı anda değil, tasfiye paylarının belirlendiği anda B ve C için parasal açıdan anlam ifade eder. İki ortağında tasfiye payı A’nın tasfiye payının eklenmesi ile önceki payları oranında artar.

2- A ortaklıktan çıkarılırken veya çıkarken mevcut duruma göre eğer şirketin kullanımı için taşınır veya taşınmaz bıraktıysa, çıkarılmasından veya çıkmasından sonra söz konusu taşınır ya da taşınmaz A’ya geri verilecektir. Mülkiyet hakkının var olduğu bir hal olsaydı ne olacaktı? Böyle bir durumda ise mülkiyet hakkının değeri ve bunun karşılığı olacak olan bedel A’ya ödenecektir. Kullanma hakkı getirildiyse eğer, örneğin adi şirket A’nın dairesinde faaliyet göstermekte ise, o taşınır unsur aynen A’nın kendisine geri verilir. Bununla birlikte eğer A mülkiyet hakkını şirkete vermişse, dairesinin mülkiyet hakkının üç ortak adına tescil edilmesi söz konusu ise, önce taşınmazın değeri paraya çevrilir sonrasında paranın karşılığı A’ya devredilir.

3- Çıkan ya da çıkarılan ortak, ortaklığın muaccel borçlarından dolayı yükümlülük altında olduğu müteselsil sorumluluktan kurtarılmalıdır. Kendisine tasfiye payı neyse, ödenmelidir. Şirketin vadesi gelmemiş alacağı varsa, diğer ortaklar kendisini borçtan kurtarmak yerine bu borçla ilgili çıkan ya da çıkarılan ortağın kendisine teminat verilmelidir. Bu teminat ayni teminat olabileceği gibi, şahsi teminat da olabilir. Ortaklıkla ilişkisi kesilen kişi, müteselsilen sorumlu olmak istemez. Vadesi gelmemiş alacaklar için o anda ilişkisi kesilmeyebilir ancak bir yandan da alacaklının korunması lazım. Çıkan ortağın borçtan kurtarılabilmesi için; şahsi teminat veya ayni bir teminat gösterilmelidir.

Adi Ortaklığın Sona Erme Sebepleri Nelerdir?

  1. İnfisah
  2. Fesih

Borçlar Kanunu’nun 535’nci maddesinde genel olarak 7 bent halinde sıralanmıştır. Madde hükmüne bire bir bağlı kalınmasızın adi şirketlerin sona ermesi genel olarak aşağıdaki sebeplere bağlanabilir.

  1. Şirket sözleşmesi ile hedeflenen amacın elde edilmesi,
  2. Şirket sözleşmesi ile hedeflenen amacın elde edilmesinin olanaksız hale gelmesi,
  3. Şirket ortaklarından birinin ölümü (ancak şirket sözleşmesinde, ortaklardan birinin ölümü halinde ortaklık mirasçısı ile devam edecektir hükmü varsa, bu şart geçerli olacağından şirket devam eder),
  4. Ortaklardan birinin cebri icraya uğraması, bu şekilde payının satışa çıkartılması,
  5. Ortağın iflas etmesi,
  6. Ortağın ehliyetini yitirmesi,
  7. Ortakların oybirliği ile şirketin tasfiyesine karar almaları,
  8. Sözleşmede bir süre öngörülmüşse bu sürenin sonunda,
  9. Ortaklardan birinin talep etmesi,
  10. Haklı sebeplerin mevcut olması halinde mahkemece feshe karar verilmesi.

İnfisah sebeplerinden birinin meydana gelmesiyle şirket derhal sona ermez; tasfiye işlemleri bitinceye kadar devam eder. Artık müşterek gaye tasfiyenin tamamlanmasına dönüşür. Yöneticilerin yetkileri de sadece tasfiye işlemleri yapabilecek şekilde kısıtlanır. Tasfiye, şirket mevcutlarının nakde çevrilmesi ve borçlar ödendikten sonra kalan kısmın ortaklar arasında paylaşılmasıdır. Tasfiye neticesinde, şirketin bütün hesapları kesin ve son olarak kapatılır.

YENİ MAKALELER
KATEGORİLER