Belirsiz Alacak Davası ve Düzenlenme Gerekçesi

Belirsiz Alacak Davası Nasıl Açılır

Belirsiz alacak davası nasıl açılır? Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) açılacak olan davalarda hangi usullerin izleneceğini ve uygulanacağını belirler. Buna göre talep konusu alacakların değerlendirilmesi ve hesaplanması sürecinde kısmi dava ve belirsiz alacak davası olmak üzere 2 tür dava çeşidi bulunmaktadır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde belirsiz alacak davası; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Buna göre dava tarihinde dava değerini tam ve kesin olarak belirlemek mümkün olamıyorsa davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkündür. Bu hükmün getirilme amacı davacının talep konusunu asgari olarak tespit edebilmesine rağmen alacağın bütününü net bir şekilde belirleyemeyecek olmasıdır. Özellikle zarar bedeli bakımından belirleme ancak inceleme sonrasında tespit edilebilir nitelikte olabilir. Böyle bir durumda da kişinin alacağını belirleyip dava konusu edebilmesi için öncelikle yargılamanın belli safhalarının geçirilmiş olması gerekmektedir.

Belirsiz Alacak Davasının Düzenlenme Gerekçesi Nedir?

"<yoastmark

Etkin hukuki korumanın sağlanması ve hak arama özgürlüğüne halel gelmemesi açısından belirsiz alacak davası açma imkanı taraflara sağlanmıştır. Belirsiz alacak davası açılabilmesi için alacaklının dava konusu miktarı yahut değeri tam ve kesin olarak belirlemesi imkansız veya objektif olarak mümkün olmamalıdır. Açılacak olan davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa davanın belirsiz alacak davası olarak değil, kısmi dava olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Örneğin işçilik alacakları bakımından kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacakları belirlenebilir nitelikte olan alacaklardır. Çünkü bunların hesaplanması için kullanılan veriler işçi tarafından kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Buna karşılık fazla mesai hesaplama gerektirir ve belirsiz alacak davasına konu edilebilecektir.

Bu aşamada önemle belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açılabilmesi için alacaklının tüm miktarı belirtmese dahi tespit edebildiği ölçüde de asgarî miktarı göstermek zorundadır.

Davacı, alacak miktarını belirleyebiliyorsa veya yapacağı araştırma ile alacak miktarını hesaplayabiliyorsa davanın belirsiz alacak olarak ikame edilmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, hakim, alacak miktarının davacı tarafça belirlenerek eksik harcın yatırılmasına karar vermektedir. Davacı, eksik harcı tamamlamaz ise, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmektedir.

Manevi Tazminat Davası Belirsiz Alacak Olarak Açılabilir mi?

Yerleşik Yargıtay uygulamalarında manevi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceği kabul edilmektedir. Çünkü manevi tazminatın bölünmezliği kuralı gereği manevi tazminat talepleri kısmi veya belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemez. Manevi tazminat davası açacak olan taraf manevi zararını tespit etmeli ve dava başlangıç rakamını buna göre belirmelidir. Zira manevi zarar daha sonra artan veya azalan bir zarar türü değildir.

Örneğin, Yargıtay 21.Hukuk Dairesi 06.03.2013 T. ve 2013/3004 Esas 2013/ 4066 Karar sayılı ilamında:

“Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşananın acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer. (…)

 İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu söylenemez.O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107.maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle mahkemece manevi zararın tespitine yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğrudur.”

denilmek suretiyle, manevi tazminat tutarının bölünemeyeceği, kısmı veya belirsiz alacak davası şeklinde manevi tazminat talebinin ileri sürülemeyeceği, Mahkeme’den manevi zararın tespitinin istenemeyeceği açıkça karara bağlanmıştır.

Belirsiz Alacak Davası Nasıl Açılır?

"<yoastmark

Peki, belirsiz alacak davası nasıl açılır? Bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış sayılabilmesi için öncelikle dava dilekçesinde bu hususun açıkça belirlenmesi gerekmektedir. Aksi halde açılan dava kısmi dava olarak sayılacaktır.

Kısmi Dava ve Belirsiz Alacak Davası Arasındaki Fark Nedir?

"<yoastmark

 Bu iki dava türü arasındaki en temel fark belirsiz alacak davasında hak düşürücü süre ve zaman aşımı sürelerinin kesilmesidir. Kısmi davada ise bu süreler yalnızca talep olunan kısım için kesilmiş veya durmuş olur. Henüz talep konusu edilmeyen alacaklar bakımından sürelerde bir değişiklik olmaz. Yargılama esnasında daha sonra ıslah veya talep artırım dilekçesi ile artırılan kısım açısından ıslah zaman aşımı bakımından da değerlendirme yapılacaktır.

Belirsiz alacak davası açan taraf iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın ve ıslaha gerek duyulmaksızın dava konusu taleplerin bir dilekçe ile artırılması mümkün olabilecektir.

Bizi İnstagram sayfamızdan da takip edebilirsiniz.

YENİ MAKALELER
KATEGORİLER