Evliliğin iptali, usulüne uygun yapılmamış ve kanunen geçersiz olan bir evliliğin mahkeme kararı ile tespit edilerek sona erdirilmesidir. Evliliğin iptali nedenleri kanunda açıkça sayılmıştır. Bu nedenle sayılı nedenler haricinde evliliğin iptali mümkün olmayacaktır. Evliliğin iptali ancak mahkeme kararıyla mümkündür. Mahkeme kararıyla iptal edilinceye dek batıl olan evlilik tüm hüküm ve sonuçlarını doğurmaya devam edecektir.
Boşanma davası, geçerli ve usulüne uygun olarak gerçekleşmiş evliliğin sona ermesidir. Evliliğin iptali müessesesi de temelinde hukuka aykırı ve geçersiz bir evlilik bulunmasından ötürü boşanma davasından ayrılmaktadır.
Evliliğin İptali Sebepleri
Türk Medeni Kanunu’nun 145 ve devamı maddelerinde sebepleri açıkça sayılmış olan evliliğin iptali davası bu sebeplerin olmadığı hallerde açılamamaktadır. Bu sebepler evliliğin geçerli olması için kanunun taraflarda yahut tarafların iradelerinde aradığı niteliklerde birtakım eksiklikler veya yanlışlıklar bulunmasından ileri gelmektedir.
Evliliğin Mutlak Butlanla Sakat Olması
Evliliğin mutlak butlanla sakat olması halleri kamu düzenindendir ve Türk Medeni Kanunu 145. maddesinde düzenlenmiştir.
- Şayet eşlerden biri evlilik sırasında bir başkasıyla evli ise, önceki evlilik sonraki evliliğin mutlak iptal sebebini oluşturacaktır. Eğer ki bu sebebe dayanarak evliliğin iptali istenmişse ve dava henüz kesinleşmeden önceki evlilik sona ermişse ve ayrıca ikinci evlenmedeki eş ilk evlenmeyi bilmiyor ya da bilmesi beklenmiyorsa, iyiniyetliyse , sonraki evliliğin iptaline hükmedilemez.
- Evliliğin geçerlilik koşullarından biri evlenenlerin ayırt etme gücüne sahip olmasıdır. Eğer eşlerden biri evlenme anında sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksunsa bu halde evlilik geçersiz olacaktır ve evliliğin iptali sebebi oluşacaktır.
- Evliliğin geçerli olarak kurulmasının bir başka koşulu evlenen tarafların evlenmeye engel derecede akıl hastalığının bulunmamasıdır. Eğer ki evliliğin taraflarından birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunuyorsa evlilik iptal edilebilir nitelikte kurulmuş olacaktır.
- Türk Medeni Kanunu geçerli bir evliliğin kurulabilmesi için hısımlık derecelerinde bir sınırlama getirmiştir. Kanunun 129. Maddesine göre: “Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında; kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında; evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.” evlenmek yasaktır. Şayet evlenmenin yasak olarak sayıldığı bu kişiler arasında evlilik kurulursa, evlenme mutlak butlan ile batıl, iptal edilebilir nitelikte olacaktır.
Nispi Butlanla Sakat Olması
Nisbi butlan hallerinde evliliğin iptali sebepleri kamu düzeninden değildir. Bu sebepler kişiye özeldir ve evliliğin iptalini istemek eşin kendi isteğine bırakılmıştır. Eş dilerse evliliğin iptalini talep edebilir dilerse evlilik birliğini sürdürebilir. Nisbi butlan halleri kanunun 148-152. Maddeleri arasında sayılmıştır.
- Evlenme anında ayırt etme gücünden geçici olarak yoksunluk hali kanunun 148. Maddesinde düzenlenmiştir. Eğer ki eşlerden biri evlilik anında alkol, uyuşturucu kullanımı gibi sebeplerle ayırt etme gücünden yoksunsa ve evlilik anında iradesini bu yoksunluk halinde açıklamışsa evlilik iptal edilebilir niteliktedir. Şayet ayırt etme gücünden yoksun olan eş daha sonra istemediği bir irade açıklaması yaparak evlilik akdinin gerçekleştiğinin farkına varırsa evliliğin iptalini dava edebilecektir.
Bu nisbi butlan sebebinin yukarıda sayılı mutlak butlan sebeplerinden olan ayırt etme gücünden yoksunluktan süreklilik-geçicilik noktasında ayrılmaktadır. Eğer ki evlenme anında eşlerden birinde evlenme anından sonrasında da etkinliğini yitirmeyecek, süreklilik arz eden bir yoksunluk söz konusuysa evlilik mutlak olarak iptal edilmelidir. Eğer bu yoksunluk durumu geçici nitelikteyse evliliğin iptali ayırt etme gücünden geçici olarak yoksun olan eşin talebine bağlıdır.
- Türk Medeni Kanunu 149. Maddesinde nisbi butlan hallerinden yanılma düzenlenmiştir.
Kişi evlenmeyi hiç istemediği halde yanılarak bu evlenmeye razı olmuş olabilir. Şöyle ki; kişi akdettiği sözleşmenin evlilik akdi olduğunun farkına varmaksızın sözleşme kurmuş olabilir.
Yahut eşlerden biri evlenme iradesi bulunmakla beraber evlendiği şahısta yanılmış, evlenmek istediğinden farklı bir kişiyle evlilik kurmuş olabilir.
Veya kişi evlendiği şahısta bulunduğunu düşündüğü, bulunmasaydı o kişiyle evlenmeyeceği, bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse yine evliliğin iptalini talep edebilir. Bu tür yanılmanın evlenmenin iptali sebebi olarak kabul edilebilmesi için yanılmanın muhakkak evlenilen eşin niteliğinde olması gerekir. Evlenilen eşin anne babasının, kardeşinin ya da başka bir akrabasının niteliğinde yanılmış olan eş bu madde hükmüne dayanarak evliliğin iptalini dava edemeyecektir.
- Aldatma hali evliliğin iptalini gerektiren nisbi butlan sebeplerinden bir diğeridir.
Eşlerden biri eşinin namus ve onuru hakkında aldatılmak suretiyle evlenmeye razı gelmiş olabilir. Aldatılan eşi, doğrudan namus ve onuru söz konusu eş aldatmış olabileceği gibi bu konuda eşi aldatan kişi üçüncü bir kişi de olabilir. Üçüncü kişinin aldatması halinde, aldatma sebebiyle evliliğin iptalini dava edebilmek için bu aldatmayı, namusu ve onuru söz konusu olan eşin bilmesi gerekmektedir. Şayet bilmiyorsa bu durumda diğer eş aldatmaya dayalı olarak evliliğin iptalini dava edemeyecektir.
Eşlerden birinin evlendiği kişinin ve doğması muhtemel çocukların sağlığını ağır derecede tehlikeye atacak bir hastalığı bulunuyorsa ve bunu evlendiği kişiden gizlemişse bu durumda aldatma hali söz konusu olacaktır ve aldatılan eş bu sebebe dayanarak evliliğin iptalini dava edebilecektir.
- Evlilik esnasında eşlerden birinin evlilik iradesi diğer eşin kendisini korkutması hasebiyle sakatlanmış olabilir. Korkutmanın evliliğin iptalini gerektirecek nitelikte olduğunun kabulü için korkutmanın bizzat davacı eşe veya onun yakınlarına yönelik olması gerekir. “Yakın” kavramı burada geniş kapsamda değerlendirilmeli, yalnızca akrabalarını değil kişinin manevi anlamda kendisini yakın hissettiği örneğin arkadaşını, nişanlısını da kapsadığı düşünülmelidir.
Bunun yanında korkutma kişinin veya yakınlarının hayatına, sağlığına, onuruna yönelik olmalıdır. Malvarlığına ilişkin korkutmalar bu kapsamda değerlendirilmez. Ayrıca korkutmanın ciddi nitelikte olması ve korkutucu niteliğinin herkesçe kabul edilebilir olması gerekmektedir.
Evliliğin İptali Davası
Davayı Kimler Açabilir?
Evliliğin mutlak butlanla sakat olduğu haller kamu düzenindendir. Bu sebepledir ki bu hallerin varlığında evliliğin iptali davası yalnızca eşler tarafından değil, Cumhuriyet Savcısı ve ayrıca diğer ilgiler tarafından da açılabilir. Eğer ki mutlak butlanla sakat olan bir evlilik evlenmenin iptali davası açılmadan evvel sona erdiyse Cumhuriyet Savcısının sona ermiş evliliğin mutlak butlanla sakat olduğunun karar altına alınmasını isteme hakkı bulunmamaktadır. Ancak Cumhuriyet savcısı dışında her ilgili bu talepte bulunabilecektir. Ayırt etme gücünün sürekli olarak yoksunluğu yahut akıl hastalığı sebepleriyle sakatlanan evlilik için iptal davasını, eğer ki ayırt etme gücünü sonradan kazanan ya da akıl hastalığı olan taraf iyileştiyse, açma hakkına sahip olacaklardır.
Nisbi butlan hallerinin varlığı durumunda ise bu haller eşlerin bizzat kendisinden gerçekleştiğinden ötürü evliliğin iptali davası yalnızca sayılı haller kendisinde gerçekleşen tarafça açılabilecektir.
Yasal Temsilcinin Evlenmenin İptalini Dava Hakkı
Ayrıca bir hal vardır ki bu halde yasal temsilcinin evliliğin iptali davasını açma hakkı bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu yasal temsilcinin dava açma hakkını ayrıca 153. Maddesinde düzenlemiştir. Türk hukukunda kural olarak evlenme ehliyetine sahip olmak için kişinin 18 yaşını doldurarak ergin olması gerekir. Ancak olağanüstü bir halin varlığı ve küçüğün 16 yaşını doldurması halinde mahkeme kararıyla evlenmesine izin verilebilir. Bu kural haricinde küçük ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin rızası olmaksızın evlenemezler. Eğer ki anne ve baba çocuk üzerindeki velayet hakkını beraber kullanmaktaysalar bu durumda anne ve babadan yalnızca birinin evliliğe izin vermesi yeterli olmayacaktır. Her ikisinin de izni gerekmektedir.
Olur ki evlendilerse bu takdirde küçük yahut kısıtlının yasal temsilcisi evlenmenin iptalini dava edebilecektir. Ancak bu dava kesinleşmeden evvel küçük 18 yaşını doldurarak ergin olur, kısıtlının kısıtlılık hali sona erer veya kadın gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemeyecektir.
Dava Hangi Sürede Açılmalıdır?
Mutlak butlan halleri kamu düzeninden sayıldığından ötürü bu hallerde dava açmak herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır.
Nispi butlanla sakat olan evliliğin iptali ise hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur. Nispi butlan hallerinde bu haller kendisinde gerçekleşen taraf, iptal sebebinin farkına vardığı andan itibaren 6 ay içerisinde ve her halde evlenme anından itibaren 5 yıl içinde davayı açmalıdır. Aksi takdirde dava açma hakkını kaybedecektir.
Yasal temsilcinin dava açma hakkı bulunduğu halde ise evliliğin iptali davası herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. Yalnızca dava açılıncaya kadar küçüğün 18 yaşını doldurarak ergin olması, kısıtlının kısıtlılık halinin sona ermesi ya da kadının gebe kalması hallerinde yasal temsilci evliliğin iptali davası açma hakkını kaybedecektir.
Evliliğin İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Evliliğin iptali davasında görevli ve yetkili mahkeme boşanma davasında görevli ve yetkili olan mahkemedir. Bu sebeple evliliğin iptali davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla bu davayı göreceklerdir.
Yetkili mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlendiği üzere eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer ya da eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Eğer davayı Cumhuriyet savcısı, yasal temsilci ya da diğer ilgililer açacak olursa yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Evliliğin İptalini Gerektirmeyen Haller
Evlenme akdinde bulunan bazı eksiklikler evlenmenin iptalini gerektirmemektedir. Bu haller Türk Medeni Kanunu’nun 154 ve 155. Maddelerinde düzenlenmiştir.
Türk hukukunda boşanma davası sonrasında kadının yeniden evlenebilmesi için evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz günlük bir bekleme süresi öngörülmüştür. Bu bekleme süresi bu süreçte doğabilecek olan çocuğun soy bağının tespitinin kolaylığı açısından önem taşımaktadır. Fakat bu süreyi beklemeksizin kadının yeniden evlenmesi onun yeni evliliğinin iptaline sebep olmayacaktır.
Evlilik akdi Türk hukukunda sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bunların en önemlisi evlenme akdinin yetkili evlendirme memurunun önünde yapılmasıdır. Bu şart gerçekleştiği takdirde diğer şekil şartlarına uyulmaması sebebiyle evlenmenin butlanına karar verilemez.
Evliliğin İptali Sonuçları
Evliliğin iptalinde dava konusu evlilik batıldır. Fakat evliliğin iptali davası sonuçlanıncaya dek mevcut evlilik tüm hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Yani boşanma davası sonucunda olduğu gibi geçerli bir evlilik sona ermişçesine mal rejimi tasfiyesi, velayet, nafaka gibi kurumlara ilişkin karar verilecektir. Kayın hısımlığı da tıpkı boşanma sonrasında olduğu gibi geçerliliğini koruyacaktır.
Ayrıca ek olarak; hukuk büromuzun boşanma avukatı ile iletişime geçerek evliliğin iptali konusunda daha ayrıntılı danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.